Pinochet Anayasası Reddedildi! ||Andre FERRARİ
Pazar günkü zafer, gençlerin, kadınların, Mapuche halkının ve tüm Şili işçi sınıfının kitlesel, yorulmak bilmez, kahramanca ve radikal mücadelesinin sonucudur
Pazar günkü zafer, gençlerin, kadınların, Mapuche halkının ve tüm Şili işçi sınıfının kitlesel, yorulmak bilmez, kahramanca ve radikal mücadelesinin sonucudur
Şu anda, Polonya’da kürtaj halen tecavüz, ensest veya kadının hayatı veya sağlığı tehlikede olduğunda daha yasaldır. Ancak uygulamada, bu durumlarda kürtaj hakkı genellikle doktorun “vicdanı” tarafından engellenmektedir ve ülkede hiçbir hastanenin kürtaj yapmadığı bölgeler bulunuyor. Diğer bir yasal kürtaj durumu olan fetüsün ağır hasar görmüş olması, ilk olarak dört yıl önce parlamentoda yasak getiren bir yasa tasarısının tartışılmasıyla saldırıya uğradı. O zamanlar, birkaç ay içinde, üniversiteliler ve diğer öğrencilerin de katıldığı bir “kadın grevi” ile sonuçlanan bir kitle hareketi gelişmişti. Hareketin kontrolden çıkmasından korkan PiS, bunun üzerine kürtaj yasağına ilişkin tasarıyı parlamenter “dondurucuya” koymaya karar vermişti
İkinci dalgada şimdiye kadar ilk dalgada olduğundan daha az kişi hayatını kaybetti. Bu, enfekte olanların daha genç olması ve gelişmiş tedavilerle açıklandı. Bununla birlikte, insanların yaşamları ve ekonomi üzerinde gelecek korkusu yaratan daha geniş etkileri ilk dalgadaki kadar sert vuruyor
Nijerya’da polis şiddetine karşı protestolar, polisin barışçıl göstericilere ateş açması ve Uluslararası Af Örgütü’ne göre en az 12 kişiyi öldürmesi nedeniyle şiddetli bir hal aldı. Movement for a Socialist Alternative tarafından yayınlanan bir basın bültenini yayınlıyoruz
… ancak kitleler ihanetleri kabullenmeye pek meyilli değil. Macri ile ilgili memnuniyetsizliğin ortaya çıktığı zamandan farklı olarak, ve Peronizm muhalefette bir fren işlevi gördüğü için, seferber olmuş işçiler onu kaldırıp atamadı. Bu kez kriz, Peronizmi ilk kez iktidarda ve halk nezdinde temsiliyeti olmadığı için öfkeli kitleleri durduramayacak bir muhalefetle buluyor.
Coğrafi ve kültürel benzerliklerin yanı sıra, Güney Avrupa ülkeleri de temel bir özellik olarak birleşik ve eşitsiz bir kapitalist gelişmeyi paylaşmaktadır. Bu, geniş Kuzey-Güney hatları boyunca hem Avrupa düzeyinde hem de ülkelerin kendi içinde, farklı bölgeler (örneğin Kuzey-Güney İtalya) arasındaki keskin sosyo-ekonomik uçurumlarla yapısal bölünmelerin temelini oluşturuyor. Bu bölünmeler, Avrupa entegrasyon süreci ve özellikle Avro Bölgesi tarafından sağlamlaştırıldı ve derinleştirildi. Bu, en açık biçimde, on yıl önce başlayan ve özellikle – sadece olmasa da (örneğin İrlanda) – Güney üye devletlerini etkileyen Avro bölgesi krizine yansımıştır. COVID-19 salgınının başlamasından önceki koşullar üzerine inşa edilen AB çapında yeni ekonomik kriz, bu bölünmeleri net sınıf çizgileri boyunca daha da acımasız bir şekilde su yüzüne çıkaracak. Bu durum karşısında en iyi yanıt, kıtadaki popüler sınıfların uluslararası dayanışma ve eşgüdümlü mücadelesi olacaktır.
7 Ekim, işçi sınıfı, anti-faşist hareket ve Yunanistan’daki sosyal hareketler için tarihi öneme sahip bir gündür. Altın Şafak (AŞ) davası sona erdi ve neo-Nazi örgütü olarak mahkum edildi: faşist bir haydutlar ve katiller suç çetesi. Anti-faşist hareket için karar, yıllardır, hatta on yıllardır devam eden bir mücadelenin haklı göstergesiydi. Mahkemelerin dışında toplanan on binlerce işçi ve genç için büyük bir sevinç anıydı – tezahürat ve şarkılar ve aynı zamanda gözyaşları…
Belarus’taki en etkili grevlerden biri, madencilerin dünyadaki potas arzının beşte birini ürettikleri Belaruskali’de gerçekleşti. Bunu takiben, grev komitesinin beş üyesi tutuklandı ve o zamandan beri hapiste bulunuyorlar. Grev komitesi bunu için dayanışma çağrısı yaptı
Biden sevilmeyen ve solgun biri olmasına rağmen, Trump anketlerde geride kalıyor. Corona ABD’yi sert vurdu, 200.000’den fazla insan öldü, ekonomi daha önce hiç olmadığı kadar çöktü. Virüs ve ekonomik yıkım kontrol altında değil. Trump, yeniden seçilmeme tehlikesine karşı, sadece seçim sahtekarlığı söz konusu olduğunda kaybedebileceğini iddia ederek tepki gösterdi. Böyle bir durumda konumundan vazgeçmeyeceğini belirtti. Peki, bu diktatörcülük oyununu ne kadar ileri götürebilir?
Almanya’nın ihracatının yarısından fazlası diğer AB üyelerine gidiyor, bu da AB’nin ülke ekonomisi için neden bu kadar önemli olduğunu açıklıyor. Ama aynı zamanda AB içindeki temel çelişkilerden birini de açıklıyor: Bir ülkenin ticaret fazlası, diğerinin ticaret açığı, diğer bir deyişle servet, diğer AB üyelerinden Almanya’ya günlük olarak aktarılıyor