20 KASIM – TRANSGENDER ANMA GÜNÜ
Rita Hester’ı ve öldürülen tüm trans insanları hatırla!
Charlie TAYLOR, 20/11/2021
Her yıl 20 Kasım’da transfobi sonucu katledilen trans bireylerin hayatlarını anıyor ve anıyoruz. Boston queer topluluğunun sevilen bir üyesi olan ve öldürülen siyah trans kadın Rita Hester’ı anmak için 1999’da Transseksüelleri Anma Günü başladı. Bu günde transfobik şiddet nedeniyle hayatlarına el konan transların isimlerinin bir listesini okumak adettendir. Bu gelenek onların hayatlarını hatırlar ve trans bireylerin karşı karşıya kaldığı sürekli şiddetin kasvetli bir hatırlatıcısıdır.
Bu liste, onları marjinalize eden sistem nedeniyle hayatını kaybedenleri kapsamamaktadır. Günümüzde transgender olmak genellikle yalnızca sosyal bir damgayı değil, aynı zamanda güvenliklerine ve yaşamlarına yönelik tehditleri de beraberinde getiriyor. Dünya, trans bireylere yönelik rekor düzeyde şiddet, özellikle ölümcül şiddet ve yüksek düzeyde işsizlik ve konut ayrımcılığı yaşıyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, 15 ila 25 yaş arasındaki trans bireylerin intihara teşebbüs etme olasılığı genel nüfusa göre 15 kat daha fazladır.
Trans kişilerin iş yerinde ayrımcılığa uğrama olasılığı daha yüksektir. Bir araştırma, ABD’deki transseksüel yetişkinlerin genel nüfusa kıyasla 2 kat daha fazla işsiz kaldığını buldu. Ayrıca, transların çoğunun işyerinde ayrımcılığa uğrama korkusu nedeniyle işverenlerini dışlamaktan rahatsız olduklarını da buldular. Transseksüel insanlar da yoksulluk içinde yaşayan transların çoğunluğunu oluşturan siyah trans kadınlarla birlikte yüksek oranlarda yoksulluk yaşıyor. Evsizlik, translar için de kritik bir konu.
Birçok trans birey, geçişle ilgili tıbbi bakıma ihtiyaç duyar ve bu bakım çok pahalıdır ve sosyal güvenlik kapsamında değildir ya da sadece bazı ülkelerde yasa dışıdır. Genellikle 4 yıl gibi uzun süren ve covid-19 pandemisi tarafından şiddetlenen olağanüstü bekleme süreleri vardır. Yakın tarihli bir Birleşik Krallık raporu, 7 trans kişiden 1’inin transseksüel oldukları için doktordan yardım almadığını belirtti. Trans bireylerin orantısız olarak daha büyük bir bölümünün akıl sağlığı sorunlarından mustarip olduğu ve genellikle akıl sağlığı, üreme ve geçişle ilgili bakım aradığı düşünüldüğünde, bu özellikle şaşırtıcıdır.
Trans bireylere yönelik şiddet, işçi sınıfı insanlarını cinsiyet, cinsellik ve ırk temelinde bölmekten yararlanan bir sistemden kaynaklanmaktadır. Bu ayrımcılık, işçi sınıfının sömürülmesinin ve bölünmemiz için gerekli olanın bir parçasıdır. Transseksüel insanlar, politikacılar veya kamuya mal olmuş kişiler tarafından bile, genellikle anormal ve aşağı olarak nitelendirilir; bu, elbette onlara karşı şiddeti, kötü muameleyi ve ayrımcılığı normalleştirmenin ve meşrulaştırmanın bir yoludur. İnsanların cinsiyet kimliklerinden kaynaklanan ayrımcılıkla, insanları harekete geçirerek mücadele edilmelidir. LGBTQ+ insanlar için en büyük kazanımlar, kitlesel seferberlik ve mücadele yoluyla kazanıldı. Ancak trans topluluğu tek başına savaşamaz. Transların ihtiyaç duyduğu kazanımları elde etmek için, transların ihtiyaç duyduğu şeylere ihtiyacı olan insanlarla birlikte savaşmalı ve birlikte çalışmalıyız, uygun fiyatlı ve güvenli toplu konut, işyerinde koruma ve ruh sağlığı bakımı, üreme hizmetleri ve geçişle ilgili hizmetleri içeren Medicare’e erişim. Transgender hareketinde, kadın hareketinde ve diğer toplumsal hareketlerde yüksek derecede ortaklık vardır. Ancak tüm bu hareketlerin ortak bir paydası var, transgender ve diğer toplumsal hareketlerin taleplerini benimsemesi gereken işçi hareketi. İşçiler arası dayanışma, sadece ortak mücadelelerle değil, diğer topluluklara yapılan ayrımcılığa ve adaletsizliğe karşı da mücadele etmektir. Ortak gösteriler, seferberlikler ve grevler bu savaşta en büyük silahlarımızdır.
Trans bireylere yönelik şiddetten kurtulmak için, kapitalist sınıfın sömürüsü yerine birbirimizle dayanışmamıza dayalı bir toplum inşa etmemiz gerekiyor. Bu özgürlüğü kazanmak ve kendimizi tam anlamıyla ifade edebilmek için toplumu kapitalizmden sosyalizme dönüştürmemiz gerekiyor. LGBTQ+ insanların, işçi sınıfının ve gençlerin dayanışması sayesinde, her türlü ayrımcılığa ve şiddetle mücadele etmek için hareketler inşa edebiliriz. Bu hareketlerin işbirliğiyle, hepimizi sömüren kapitalist sisteme karşı mücadele edebiliriz.