Artan Uzun Süreli Kuraklıkların Yıkıcı Beklentileri | Christian PISTOR
Covid-19’u başlatan ekonomik kriz nedeniyle, neo-kolonyal (yeni-sömürge) dünyada şiddetli açlık çeken insan sayısının yıl sonuna kadar neredeyse iki katına çıkması bekleniyor. Su, ekonominin birçok sektörü için gerekli olduğundan, kuraklıkların en maliyetli doğal afetler olması şaşırtıcı değildir. Kuraklıkların toplum için de geniş kapsamlı sonuçları vardır ve bu nedenle çatışmalar için potansiyel bir tetikleyicidir. Kapitalizm, küresel ısınma yoluyla mevcut su döngüsünü bozarken, bu hayati kaynağı kısa vadeli kazançlar için boşa harcıyor ve kirletiyor. İnsanlığın karşı karşıya olduğu zorluklarla baş edemeyeceğini her gün ortaya koyan bir sistem
Güney Avrupa: Yeni Ekonomik Kriz, Eski Yapısal Nedenler || Kollektif Analiz
Coğrafi ve kültürel benzerliklerin yanı sıra, Güney Avrupa ülkeleri de temel bir özellik olarak birleşik ve eşitsiz bir kapitalist gelişmeyi paylaşmaktadır. Bu, geniş Kuzey-Güney hatları boyunca hem Avrupa düzeyinde hem de ülkelerin kendi içinde, farklı bölgeler (örneğin Kuzey-Güney İtalya) arasındaki keskin sosyo-ekonomik uçurumlarla yapısal bölünmelerin temelini oluşturuyor. Bu bölünmeler, Avrupa entegrasyon süreci ve özellikle Avro Bölgesi tarafından sağlamlaştırıldı ve derinleştirildi. Bu, en açık biçimde, on yıl önce başlayan ve özellikle – sadece olmasa da (örneğin İrlanda) – Güney üye devletlerini etkileyen Avro bölgesi krizine yansımıştır. COVID-19 salgınının başlamasından önceki koşullar üzerine inşa edilen AB çapında yeni ekonomik kriz, bu bölünmeleri net sınıf çizgileri boyunca daha da acımasız bir şekilde su yüzüne çıkaracak. Bu durum karşısında en iyi yanıt, kıtadaki popüler sınıfların uluslararası dayanışma ve eşgüdümlü mücadelesi olacaktır.
Yunanistan Antifaşist Hareketinin ve İşçi Sınıfının Bir Zaferi || Andros PAYIATSOS
7 Ekim, işçi sınıfı, anti-faşist hareket ve Yunanistan’daki sosyal hareketler için tarihi öneme sahip bir gündür. Altın Şafak (AŞ) davası sona erdi ve neo-Nazi örgütü olarak mahkum edildi: faşist bir haydutlar ve katiller suç çetesi. Anti-faşist hareket için karar, yıllardır, hatta on yıllardır devam eden bir mücadelenin haklı göstergesiydi. Mahkemelerin dışında toplanan on binlerce işçi ve genç için büyük bir sevinç anıydı – tezahürat ve şarkılar ve aynı zamanda gözyaşları…
Yunanistan – Türkiye – Kıbrıs: Hidrokarbonlar Akdeniz’de Barışı Baltalıyor!
Milliyetçiliğe hayır, savaşa, doğalgaz sondajına hayır!
Xekinima (ISA Yunanistan) Sosyalist Alternatif (ISA Türkiye) NEDA (ISA Kıbrıs) ortak bildirisi
1930’ların “New Deal”i, Keynes ve Kapitalist Krizler |Nikos ANASTASİADİS
Keynesçilik, bir teori olarak, 1970’lerin başına kadar ekonomiye egemen oldu. O zamana kadar, kapitalizmin döngüsel krizleri sorununa bir “çözüm” sunduğu varsayıldı. Aynı zamanda siyasi olarak, işçi talepleri ve mücadeleleriyle karşı karşıya kalan hükümetler, Keynesci “çözümleri” üzerindeki baskıyı hafifletmek için kullanıldı. Ancak Keynesçiliğin “çözümleri” de çok geçici oldu.
’29 Çöküşü, Büyük Buhran ve ABD’deki Yasadışı Grevler |Nikos ANASTASIADIS
Kriz, Oklahoma çevresindeki bölgeyi vuran kuraklık ve toz fırtınalarıyla (“toz haznesi” olarak adlandırılır), bir milyondan fazla yoksul köylü ve toprak işçisinin Kaliforniya’nın daha verimli bölgelerine iç göç yoluna götürdü. Yoksul insanların bu devasa hareketi, John Steinbeck’e sarsıcı kitabı “Gazap Üzümleri” ve Woody Guthrie’ye “Toz Kase Balladları” yaratması için ilham verdi. 1930 ve 1935 arasında, yaklaşık 750.000 küçük aile çiftliğine iflaslar nedeniyle el koydu bankalar
Kapitalizm Virüstür, Sosyalizm Tek Çare
Bugün, insanların sosyalist bir toplumda yaşamak için çok bencil olduğuyla ilgili tüm mitlerin yanlış olduğunu görüyoruz. Özellikle işçi sınıfı topluluklarında yaygın bir dayanışma duygusu ve eylemleri ile karşı karşıyayız. Sosyalist bir toplumda, işbirliği ve dayanışma kültürü çok daha güçlüdür ve herkesin toplumun her düzeydeki işleyişine dahil olmasıyla teşvik edilir. Kendi kendini izole etmenin son derece zor olduğu bu konut sistemi yerine, entegre rekreasyon alanlarına sahip yeni konut alanları, mevcut ve korkunç aşırı kalabalıklaşmayı sona erdirmeye yardımcı olacaktır
Covid-19 Krizi – Sosyalist Feminist Bir Bakış
Covid-19 salgını açıkça herkes üzerinde aynı etkiye sahip değil. Herkes enfekte olabilir, ama hayatta kalma şansı, kötü sağlıklarından dolayı genellikle virüslere karşı da dirençleri düşük olan yoksul insanlar için çok daha düşüktür. Tüberkülozun nüfusun yoksul katmanları arasında yaygın olduğu Güney Afrika gibi ülkelerde bu virüs çok daha yıkıcı bir etkiye sahip olabilir. Brezilya’da virüsten ölen ilk kişinin hizmetçi olarak çalışan siyah bir kadın olması tesadüf değildir, çünkü siyah kadınlar toplumların en yoksul kesimleri arasındadır
Sosyalistler ve Covid-19 Salgını
İnsanlar öncelikle virüsten ölüyorlar, ancak önemli bir kısmı sağlık sistemindeki zayıflıklar nedeniyle ölüyor. Gelişmiş kapitalist ülkelerde bile, onlarca yıllık neo-liberal kesintilerin etkileri, hastane yatakları sayısının azlığı, personelin aşırı çalışması, yetersiz test alanları ve enfekte olanlar için teknik ve tıbbi destek eksikliğinin olduğu bir durum yarattı. Gelişmekte olan ülkelerde ise, yeterli sağlık sistemi hiç olmadı.