Charlie Hebdo Dergisi’ne Kanlı Saldırı

Views 533
Okuma Süresi2 Dakika

İfade özgürlüğü hakkını savunalım!

Aramızı açmalarına izin vermeyeceğiz!

 

Sosyalist Alternatif’in Fransa’daki kardeş örgütü Gauche Revolutionnaire’in bildirisi

 

Ağır silahlı adamların 7 Ocak 2015 Çarşamba günü Charlie Hebdo mizah dergisine saldırısı ve derginin bürosunda 12 kişiyi katletmeleri trajik bir olaydır.

Bu korkak ve barbarca işlenen saldırıyı şiddetle kınıyoruz.

Wolinski, Charb’, Tignous ya da Cabu gibi parlak karikatüristler birçok kere hoşgörüsüzlüğe, ırkçılığa ve sansüre karşı çeşitli biçimde mücadele etmişlerdir. Onların böyle cahil, hoşgörüsüz ve ırkçı kurşunlar ile öldürülmüş olması bizleri kahrediyor. Aynı şekilde derginin ünlü olmayan birçok çalışanı da bu saldırıda hayatını kaybetti.

Bu İslamcı köktendinci gericiler sol bir mizah dergisine saldırarak Müslümanların Fransa’da karşı karşıya kaldıkları koşullara karşı bir duruş sergilediklerini iddia ediyorlar. Bu doğru değil.

Biz Charlie’nin olaylara yaklaşım tarzını paylaşmıyoruz. Charlie Hebdo, Muhammed karikatürlerini yayınlama kararı alması bizce o kadar önemli değildi. Bize göre bunu yapmak ne gerekli ne de komikti. Fakat düşünce ve ifade özgürlüğü bizim ne pahasına olursa olsun savunduğumuz bir haktır. Bu hakkın egemenler tarafından her fırsatta ve kolayca saldırıya uğradığını biliyoruz.

Fransa’da yaşayan Müslümanlar kendilerini bu korkunç saldırı sayesinde hiçbir şekilde özgürleşmiş ya da rahatlamış hissetmeyeceklerdir. Tam aksine her seferinde böyle kör ve gerici saldırının ardında en çok zarar görenler çoğunlukla onlardır. Bir “dini” savunduğunu iddia eden bu teröristlerin gerici İslam karşıtlarıyla farkları yoktur. Bunlar tahammülsüzlük ve gericilik söz konusu olduğunda ele ele giderler. Bu iğrenç ve alçakça saldırı işçi sınıfını ve gençliği etnik ve dinsel temelde bölmek isteyen her türlü gerici gücün elini kuvvetlendiriyor.

Bu saldırı egemen sınıfa ve kapitalistlere hizmet edecektir. İşçi sınıfını baskı altında tutan, göçmenleri damgalayan ve haklarımızı ayaklar altına alan Hollande, Sarkozy ya da Le Pen şimdi hep beraber özgürlük savunucuları rolüne bürüneceklerdir.

İslam karşıtı hava güçlenecektir. Bütün bunlar Müslümanların Fransa’da kendilerini haklı olarak dışlanmış hissetmelerine yol açan bir atmosfer oluşturuyor. Irkçılığın, islamofobinin, antisemitizmin ve cinsiyetçiliğin her biçimini kınıyoruz. Dayanışmanın, kardeşliğin ve hoşgörünün olduğu bir dünyayı savunuyoruz: Yani bu öç alıcı fanatiklerin yaptıklarıyla karşılaştırılamayacak bir dünyayı.

Bu saldırı, özellikle de Kuzey Afrikalı nüfusun yaşadığı semtlerde daha sık polis kontrollerini ve daha sıkı terör yasalarını talep eden ırkçıların ve gericilerin değirmenine su taşıyacaktır.

Biz bu saldırıyı kınamak için “cumhuriyetçi” denilen sağcı ve aşırı sağcılarla yapılacak olan yürüyüşlere katılmayacağız. İslamofobik entelektüeller, sağcı politikacılar; Afrika ve Ortadoğu’da yürütülen savaş politikaları; zenginler ile kapitalistlerin yararına hükümetin politikalarının sonucunda ortaya çıkan sosyal çöküntü, bunların hepsi gerici ve ırkçı bir atmosferin oluşmasına ve ona karşı tepki olarak bu şekilde öldürücü çılgınlığa yol açıyor. Irkçılar ile yabancı düşmanlığı dalgası içinde sörf etmek isteyenlerle beraber ulusal birlik oluşturmak söz konusu bile olamaz. Aksine, tam da şimdi işçi sınıfının cephesinden net bir ses çıkmak zorundadır! Sendikalar, emekçi hareketinin örgütleri ve birlikleri Charlie Hebdo’ya kendi değerleri üzerinde saygılarını göstermek ve bunun için toplanma çağrıları yapmalıdırlar: Dini ve etnik kimliğinden bağımsız olarak tüm emekçilerin, gençlerin ve büyük halk kitlelerinin birliği için. İfade ve düşünce özgürlüğü için, dinsel ve her hangi bir biçimdeki gericiliğe karşı, terörizme ve tahammülsüzlüğe ve yabancı düşmanlığa yol açan Fransa hükümetinin emperyalist politikalarına karşı.

Irkçılığa ve milyonlarca insanı yoksulluğa sürükleyen politikalara karşı bir birleşik ve kitlesel eylemler gereklidir! Gazetecilere ve Charlie Hebdo çalışanlarını savunurken üzerinde durduğumuz temeller bunlardır.

Previous post Troçki: Marksistler Bireysel Terörizme Neden Karşıdırlar?
Next post Nefes’te Grev Var!