Güney Avrupa: Yeni Ekonomik Kriz, Eski Yapısal Nedenler || Kollektif Analiz

Coğrafi ve kültürel benzerliklerin yanı sıra, Güney Avrupa ülkeleri de temel bir özellik olarak birleşik ve eşitsiz bir kapitalist gelişmeyi paylaşmaktadır. Bu, geniş Kuzey-Güney hatları boyunca hem Avrupa düzeyinde hem de ülkelerin kendi içinde, farklı bölgeler (örneğin Kuzey-Güney İtalya) arasındaki keskin sosyo-ekonomik uçurumlarla yapısal bölünmelerin temelini oluşturuyor. Bu bölünmeler, Avrupa entegrasyon süreci ve özellikle Avro Bölgesi tarafından sağlamlaştırıldı ve derinleştirildi. Bu, en açık biçimde, on yıl önce başlayan ve özellikle – sadece olmasa da (örneğin İrlanda) – Güney üye devletlerini etkileyen Avro bölgesi krizine yansımıştır. COVID-19 salgınının başlamasından önceki koşullar üzerine inşa edilen AB çapında yeni ekonomik kriz, bu bölünmeleri net sınıf çizgileri boyunca daha da acımasız bir şekilde su yüzüne çıkaracak. Bu durum karşısında en iyi yanıt, kıtadaki popüler sınıfların uluslararası dayanışma ve eşgüdümlü mücadelesi olacaktır.

Zenginlerin İkiyüzlülüğü ve Sinizmi |Andros PAYIATSOS

Kapitalizmin apolojistleri, uluslararası alanda dikkatlerini İtalya’ya çevirmişler ve halihazırda İtalya’nın Euro Bölgesi’nden çıkışı anlamında, “Italexit” üzerine bir tartışma gerçekleşiyor. Bruegel (Brüksel merkezli bir düşünce kuruluşu), İtalyan borcunun bu yıl sonuna kadar GSYİH’nın % 189’una ulaşacağını tahmin ederken, Bloomberg de İtalyan borcunu “saatli bomba” olarak nitelendiriyor. Borcu 2 trilyon Euro’yu aşan İtalya temerrüde düşerse sadece İtalya’da değil, Avrupa’da ve küresel olarak da, büyük bir bankacılık krizine neden olacaktır