YUNANİSTAN: “Halk Birliği” ne için mücadele ediyor? |RÖPORTAJ

Views 552
Okuma Süresi7 Dakika

 

Yeni Sol güçler Çipras’ın ihanetini yorumluyor

Lucy Redler’in (SAV -CWI Almanya üyesi) Andreas Payiatsos ile (Xekinima -CWI Yunanistan üyesi)  yaptığı röportaj.

Ağustos ayı ortasında Syriza’nın 149 milletvekilinden 43’ünün üçüncü memorandum lehine oy vermeyi reddetmesi üzerine Çipras Başbakanlıktan istifa etti. Planı, halen Yunanistan halkının önemli bir kesiminin kendisini desteklemeyi sürdürdüğü gerçeğinden hareketle,  yeni bir seçimle desteğini güçlendirmekti. Çünkü yeni paketin etkilerinin sonbahara kadar hissedilmeyeceği öngörülüyordu. İstifanın hemen ardından, partide “Sol Platformu” oluşturan 25 milletvekili Syriza’dan ayrılarak “Halk Birliği’ni kurdu  (Laiki Enotita). Bu yeni güç, Xekinima (CWI- Yunanistan Seksiyonu) tarafından da destekleniyor. Aşağıdaki röportajı bu süreci tartışmak üzere Xekinima’nın Genel Sekreteri Andreas Payiatsos ile yaptık.

socialistworld.net

 

“Halk Birliği” ne için mücadele ediyor?

Halk Birliği Yunanistan işçi sınıfının hızla büyüyen sınıf bilincinin bir göstergesidir.

Son üç ya da dört yılda Syriza’ya olan destek yüzde 3-4’ten 2015 Ocak seçimlerinde yüzde 36’ya çıktı. 12 Temmuz’da Syriza liderliğinin satışından sonra parti içinde bir ayrışma meydana geldi. Özellikle pek çok militan partiye sırtını döndü. “Halk Birliği“ Syriza’nın solu tarafından kurulan yeni bir oluşum.

Halk Birliği’nin ana mesajı Avro bölgesinde kalmak adına Syriza’nın seçim programını ve solun ilkelerini satan Syriza liderliğinin reddidir. Avro bölgesine karşı tutumu, Halk Birliği’nin birinci konusudur. Pozisyonu açıktır: Çalışan insanların haklarını koruyacak bir programa ihtiyacımız var. Eğer bu bizi Avro bölgesinden çıkmaya götürecekse bunu tereddütsüz biçimde yapmalıyız. Ancak bunun Drahmi’ye dönelim diyen milliyetçi programla bir ilişkisi de yoktur.

Halk Birliği tarafından halihazırda tartışılmakta olan program, antikapitalist bir programdır. Borçların iptali, bankaların ulusallaştırılması ve anahtar sektörlerin kamulaştırılmasını talep etmektedir.

Program aynı zamanda tarım, hammadde ve imalat sanayiinde gelişmeyi sağlamak üzere ekonomide ve toplumda işçi denetimi ve yönetimi ile planlı ekonomiyi savunur. Geçmişte olduğunun aksine, turizm ve hizmet sektörlerine odaklanmak yerine, imalat sanayine odaklanmayı tercih eder.

Kurucular arasında hangi örgütler var?

Halk Birliği ilk olarak Syriza içindeki Sol Platform, 1000’ler İnisiyatifi’nde bulunan dört güç tarafından kuruldu: bunların içinde Xekinima, KKE’den ayrılan iki grup, “Sosyalist Sol – Dikki” ve Antarsya’nın çoğunluğunu temsil etmeyen üç grup bulunuyor.

Tartışmaların şu andaki düzeyine bakılarak, Halk Birliği programının Syriza’nın bundan önceki tüm programlarından çok daha ilerici ve net olduğu ileri sürülebilir. Program, Syriza’nın önceki programları gibi hem sağ hem de sol kanatın taleplerini kapsamak ve herkesi tatmin etmek adına yapılan yuvarlak programlarının aksine herkesin kendine göre yorumlasına açık değil, net bir program.

Bu programın amaçları Avro bölgesinin içinde kalarak gerçekleşemeyeceği de bellidir. Ulusal para birime dönüş kendi içinde bir amaç değil, ama ekonomiyi krizden çıkartmak, tekrar büyüme yoluna sokmak ve işçi sınıfının çıkarlarının karşılanmasına yöneltmek için gerekli bir araçtır.

Halk Birliği’nin Eylül ayında yapılacak seçimlerdeki potansiyeli ne kadar?

Kamuoyu yoklamaları Birliğin önemli bir güç olduğunu ve yüzde 7-8 oy oranına ulaşabileceğini gösteriyor. Bu elbette garanti bir oy değil ama yaklaşık potansiyelini gösteriyor –hatta daha yüksek de olabilir. Halk Birliği’ne yönelik destek, Syriza’nın oy oranını da yansıtıyor; Halk Birliğinin oyları yükseldiği oranda Syriza’nın oyları düşüyor. Ancak pek çok kişinin oy vermeye gitmeyeceğini de tespit etmek önemli. Oy vermeyenler bu seçimde en büyük çoğunluğu oluşturacak gibi görünüyor. Bunun en büyük nedeni ise kitlesel bir demoralizasyon.

Halk Birliği, Altın Şafak’ın seçime yönelik beklentilerini kırar mı?

Bence evet. Halk Birliği’nin kurulmuş olması ve seçime girmesi son derece önemli. Eğer bu olmasaydı Altın Şafak Syriza’nın satışından çıkar elde edecekti. Bu seçimde Altın Şafak’ın oylarını artırmasını hala bekliyoruz, ama bu artış Halk Birliği olmasaydı çok daha fazla olacaktı.

Halk Birliği’nin yerel örgütlenmeleri de olacak mı?

Şu an itibariyle yerel örgütlenmeleri yok. Halk Birliği, tekil bireylerden değil, yerel örgütlenmesi olmayan farklı örgütlerin  birliğinden oluşuyor. Bu kısmen yeni bir formasyon olmasından kaynaklanıyor. Xekinima yerel örgütlenmelerin kurulması ve bireysel üyelik bazında gençlere ve işçilere açık bir çağrı yapılmasını, böylece mümkün olduğunca çok insanın bu yeni formasyona katılmasını öneriyor.  Söylemeye gerek yok ki, son derece demokratik bir iç örgütlenme ve yapılar, Halk Birliği’nin geleceği için kritik önemde.

Xekinima hem Halk Birliği’ne katılıyor ama hem de “17 Temmuz İnisiyatifi’nin bir üyesi. Neden?

Evet bu doğru. “17 Temmuz İnisiyatifi’ geçtiğimiz ay, Halk Birliği’nden önce kuruldu ve yeni bir sol gücün kurulması için bir çağrı yaptı. Bu çağrı ve oldukça radikal bir program temelinde, 17 Temmuz İnisiyatifi çeşitli güçlerin dikkatini çekmeyi başardı.

Bundan bir ay kadar sonra Halk Birliği kuruldu, ama 17 Temmuz İnisiyatifi’ne katılan çoğu güç, buraya katılmaya henüz istekli değil. Bunlar farklı politik geçmişlerden geliyorlar, Halk Birliği’ne katılmaya değil ama seçimde desteklemeye hazırlar.

Syriza’dan kitlesel ayrılıklar söz konusu; ama bu insanların tamamı henüz Halk Birliği’ne katılmıyor. Halk Birliği’nin çekirdek kadrosu eski Komünist Parti’den gelen Sol Platform üyelerinden oluşuyor. Yunanistan solu ise oldukça geniş, ve bu insanların tamamı kendisini iç demokrasi ve toplumsal hareketlere katılım konusunda güçlü bir geleneği olmayan bu akımla özdeşleştirmiyor.

Syriza’yı terk edenlerin Halk Birliği’ne girmemesinin iki nedeninden daha söz etmek mümkün: Birincisi, Çipras’ın satışından sonra yaşanan kitlesel demoralizayon ve sol formasyonlara olan güven kaybı. İkincisi, Halkın Birliği üyelerinden önde gelenlerinin kısa süre öncesine kadar Syriza hükümetinde bakan olmaları nedeniyle bazı aktivistlerde çekinceye yol açması.

Xekinima Halk Birliği’ne katılıyor ve şimdiye kadar çeşitli örgütlerin birliği olan Halk Birliği’nin nasıl bir tek grubun baskın hale gelmediği ve serbest – demokratik tartışmanın olduğu ve ileride bireysel üyelik modelinin nasıl hayata geçirilebileceği bir yapının nasıl demokratik bir şekilde inşa edilebileceği yönünde öneriler getiriyor. Bunlar Halk Birliği’nin başarılı olması için önemli koşullar. Halk Birliği daha ileri mücadeleler ve programı etrafındaki toplumsal mücadeleleri geliştirmek için işçi sınıfı hareketini odağına almalı. Biz Xekinima’nın devrimci bir örgüt olarak varlığını sürdüreceğiz ve Halk Birliği’nin dışında da kitlesel devrimci bir güç oluşması için çaba sarf edeceğiz.

Almanya’da Die Linke’nin Gysi, Riexinger ve Kipping gibi temsilcileri Çipraş’ın yanında yer aldılar. Uluslararası düzeyde Die Linke gibi partilerin görevinin ne olduğunu düşünüyorsun? 

Bu koşullar altında Çipras’ı desteklemek korkunç bir hatadır. Çipras taraf değiştirdi. Yunanistan egemen sınıfı Çipras’a aniden büyük bir aşk duymaya başladı. Egemen sınıfın (armatörler, bankerler, büyük kapitalistler) denetimindeki ana akım medya Çipras’ın arkasında duruyor ve Halk Birliği’ne saldırıyorlar.

Yeni Demokrasi, Pasok ve To Potami Çipras’la “ulusal birlik hükümeti” kurmaya açık olduklarını ifade ettiler. Çipras egemen sınıfın propagandası ve Syriza önderliğinin tüm umutlarına rağmen çoğunluk hükümeti kurmayı başaramayacak ve dünün düşmanlarıyla aynı hükümette yer alma olasılığı gerçeğe dönüşecek.

Çipras şu anda ND’nin 2014’ün ikinci yarısında uygulamaya cesaret edemeyeceği örneğin ülke tarihindeki en büyük özelleştirme programı gibi önlemleri almaya hazır. Halihazırda Çipras hükümeti en düşük emekli ücretlerini 490 Euro’dan aylık 360 Euro’ya indirdi. Yeni Demokrasi (ND) bunu yapmaya cesaret edememişti. Çipras tek tek her bir kanunun  Troyka tarafından onaylanacağı konusunda taahüt Verdi. Bu, onun üçüncü memoranduma göbekten bağlı olduğunu ve Trokya’nın istekleri dışında herhangi bir adım atma özgürlüğü olmadığı anlamına geliyor.

Son olarak Çipras demokrasiye saygı anlamındaki en temel göstergelerden bir tanesi olan bir tutumu sergilemekten imtina etti, parti organlarının itirazlarına rağmen, 5 Temmuz’daki tarihsel “Hayır”ı yoksaydı ve üçüncü memorandum imzalayıp hemen hızlı bir biçimde seçime gitmeyi tercih etti. Eylül ayında hızlı bir parti kongresi yapılmasını öneren Merkez Komitesi’nin kararı tarihin çöplüğüne atıldığı gibi, Partinin Merkez Komitesi ve hatta Siyasi Sekreteryası’nın dahi görüş açıklaması yasaklandı.

Çipras etrafındaki grup faiz dışı bütçe fazlalığı kullanarak memorandumu haklı çıkartmaya çalışıyor.  Bu aynı Amanda bir aldatmaca, çünkü bu faiz dışı fazla gelecek iki yılda düşecek olsa da üçüncü yıldan yine yüzde 3.5 ila neredeyse ND’nin 2012 yılında yaptığı ikinci memorandum onayladığı zamanki düzeye çıkacaktır. Bu argümanlar bize Çipraş’ın “başarılarından” sonraki ulusal borcun 86 milyar Euro (yüzde 47 civarında) arttığını unutturmaya çalışıyor.

Yunanistan’da kitleler herşeye rağmen mücadele etmeye devam edecek. Ama Yunan halkı bu mücadeleyi tek başına sürdüremez. Avrupa işçi sınıfının dayanışmasına ve enternasyonal dayanışmasına ihtiyaçları var. Diğer yandan, Yunanistan’daki özellikle de krizden çıkış için ülkenin ne tür bir programa ihtiyacı olduğu konusundaki tartışmalar uluslararası sol açısından da çok değerli dersler içeriyor. Yunanistan’ı, aslında Avrupa halklarını ve tüm gezegeni kapitalist sisteminin barbarlığından sadece sosyalist bir program kurtarabilir.

Açıklamalar:

Antarsya: “Yıkım için anti-kapitalist sol işbirliği”, Syriza dışındaki antikapitalist sol örgüt

Dikki: Sosyalist Sol, Şu anda Halk Birliği’nde yer alan 1995 yılında Pasok’tan ayrılan örgüt

1000’ler İnisiyatifi: Kasım 2012’de 1000 imza ile kurulan solun birliği ve kapitalist sistemle kopuş temeli üzerinde bir sol hükümet için çaba göstermek üzere kurulmuş inisiyatif.

17 Temmuz İnisiyatifi: Çipraş’ın üçüncü memorandumu onaylamasının hem ardından Atina’da yeni bir sol gücün inşasına başlamak için çağrı yapmak üzere buluştu. Xekinima bu inisiyatifin bir parçasıdır. Başlangıç toplantısına 200-300 kişi katıldı.

KKE: Yunanistan Komünist Partisi. Stalinist ve aşırı sekter.

ND: Yeni Demokrasi. Muhafazakar burjuva partisi. Syriza’nın Ocak’taki zaferinden önce Pasok’la birlikte hükümetteydi.

Pasok: Yunanistan Sosyal Demokrat Partisi. 1974’te kuruldu. 1980’lerde güçlü sosyalist parti, günümüzde büyük oranda destek kaybeden burjuva partisi. Daha önce ND ile birlikte hükümetteydi ve şimdiye kadarki bütün kemer sıkma politikalarına destek verdi.

To Potami: “Nehir”, liberal burjuva partisi, 2014’te kuruldu.

 

Previous post Paul MURPHY: Sosyalist Ortadoğu Konfederasyonu tek çare
Next post Sarayın savaşına dur de! |SOSYALİST ALTERNATİF