Anastasia DIMITRIOU, 15 Mart 2022
Çeviren: S. Erdem Türközü
Propaganda ve Gerçeklik
Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana Batılı tarafı (Zelenski hükümeti, ABD, NATO, AB) “demokrat” ve “barışçı” olarak ve Putin’in Rusyası’nı “savaş tacirleri” ve “saldırganlar” olarak sunmayı amaçlayan büyük medya kuruluşlarının propagandalarının bombardımanı altındayız.
Bu anlatı, Ukrayna sakinlerinin büyük bir yüzdesinin Rus/Rusça konuşan olduğu gerçeğini kasıtlı olarak gizlemektedir. Ayrıca, nüfusun bu kısmının birkaç yıldır sağcı neo-Nazi taburları ve Ukrayna devleti ve ordusu tarafından hedef alındığı gerçeğini de saklıyor. Bu gerçek, elbette, Rusya’nın işgalini hiçbir şekilde haklı çıkarmaz.
Nikolayev kasabasında yaşayan akrabalarım da savaşın şiddetiyle karşı karşıya.
Özellikle Rus ulusal kimliğine ve Ukrayna yurttaşlığına sahip olan dedem ve anneannem. Onlarla konuşurken, Rus kimliklerinin tek başına güvenliklerini riske attığını ilk elden öğreniyoruz.
Her gün mülteci olan arkadaşlarına ve tanıdıklarına veda ediyorlar. Tanıdıklarının ve arkadaşlarının evlerinin bombalandığını görüyorlar. Ve kendileri de tetikte bekliyor; her an evlerini terk etmeye hazırlar. Canavar düdüklerinin ve patlamaların sesiyle uyanırlar ve uykuya dalarlar.
Ancak, büyük sivil kayıplara neden olmaktan kaçınmaya çalışan Rus ordusundan ziyade, özellikle şimdilerde büyük miktarlarda silah aldıkları için Ukraynalı neo-Nazilerden daha fazla tehlikede olduklarına inanıyorlar.
Bununla beraber yerel toplulukta bölünme var. Rusya’yla birlikte olmak mı, yoksa Avrupa Birliği ve NATO’yla birlikte olmak mı? Yurttaşlar hiçbir yanılsama içinde değil, yani Rus işgalinin amacının Rus kapitalizmine ve Rus emperyalist/jeopolitik çıkarlarına hizmet etmek olduğunun farkındalar.
Putin’in öne sürdüğü “Rusça konuşan halkların haklarının korunması” ve “Ukrayna’nın Nazileştirmeden arındırılması” sadece bahanedir. Ne de olsa Putin, Rusya’nın neo-Nazilerine dokunulmazlık veriyor. Ukrayna’da oluşturacağı rejimin demokratik olmayacağını kanıtlayarak, Rusya’daki tüm savaş karşıtı mitingleri yasakladığını belirtmekte fayda var.
Benzer bir şekilde, Ukrayna’daki birçok sıradan insan, AB’nin ve ABD’nin çeşitli ülkelerdeki diktatörlük rejimlerini desteklemesi ve Ukrayna’nın neo-Nazi taburlarını silahlandırması ikiyüzlülüğünü görüyor.
Her iki taraf da suç işledi; son yıllarda ortaya çıkan durumun ve yayılan milliyetçi nefretin sorumluluğu paylaştı. Rus ve Ukrayna halkının bu savaştan kazanacağı hiçbir şey yok. Aksine, tek kaybeden onlar.
İktisadî durum
Bu savaş feci bir hesaplaşmadır ve hükümetlerinin iktisadî siyasalarından muzdarip olan hem Ukrayna hem de Rus halkı için çok büyük toplumsal ve iktisadî sorunlar bırakacaktır.
Bu savaşın iktisadî olarak ne kadar büyük bir felaket olacağını anlamak için, savaştan önce 1 doların 88 rubleden işlem gördüğünü ama şimdi sadece 10 günlük savaştan sonra 1 doların 134 rubleden işlem gördüğünü göz önünde bulundurabiliriz!
Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana Ukrayna’nın iktisadî tarihi, kesintisiz bir gerilemedir. Örneğin, 1990’da SSCB’nin bir parçası olan o zamanki Ukrayna Sosyalist Cumhuriyeti’nin kişi başına düşen GSYH’si 16.428,5 dolardı; 2020’de ise sadece 12.375,9 dolardı, yani nominal olarak %25 düştü. Reel olarak düşüş daha serttir.
GSYH’deki düşüş, Ukrayna nüfusunun, son on yıllardaki yoğun göçün sonucu olarak, 51,9 milyondan 44,1 milyona düşmesiyle de açıklanıyor.
Ukrayna’nın Rusya’yla Avrupa arasındaki bocalamasının da iktisadî bir karakteri var ve ikilem yaratıyor: Rusya’nın etki alanı içinde kalmak ve müşteri kapitalizmine güvenmek mi yoksa Avrupa kapitalist ekonomisine katılmak için yeni bir liberalleşme dalgasına başlamak mı?
Kırım’ın işgali ve iki özerk/bağımsız Donbass bölgesi (Donetsk ve Luhansk), Britanya’nın CEBR Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmanın kanıtladığı gibi, Ukrayna’nın iktisadî büyümesine pahalıya mal oldu. İktisadî kayıpların yılda 40 milyar dolar, yani Ukrayna’nın GSYH’sının dörtte biri olduğu bildirildi. Ayrıca, 2014-2020 yılları arasında kümülatif zararın 280 milyar ABD doları olduğu gösterildi.
Açlık Düzeyinde Emeklilik
Sıradan insanlar için yaşam koşulları çok zordur.
Ailemin deneyimine göre, Ukrayna’daki kötü iktisadî durum, piyasa fiyatları birçok Avrupa ülkesininkiyle nerede aynı olmasına rağmen, büyükbabamın ve büyükannemin aldığı ve toplamda yaklaşık 210 € olan iki emekli maaşıyla teyit edildi. Bu nedenle, neredeyse 70 yaşında olan dedem, biraz onurlu yaşayabilmek için bugüne kadar çalışmak zorunda kaldı.
Rusya’da emekli maaşları benzer, maaşlar aynı derecede düşük ve hayat da bir o kadar pahalı. Bir akrabamdan aktardığım şu sözler durumu özetliyor: “Rusya’nın eteklerinde yaşıyorduk ve hala orada akrabalarımız var. Rusya olmak istemiyoruz”.
Kapitalist Rusya iki katmanlı bir toplum ve büyük kentlerle eyaletler arasında iktisadî bir boşluk var. Zenginliğin çoğu turistik yerlere yönlendirilirken, taşra kasabaları sanki gelişmemiş bir devlete aitmiş ya da savaş sonrası bir dönemdeymiş gibi yoksulluk ve sefalet içinde kalıyor.
Bütün bu nedenlerle ne Putin’in, ne Zelensky ve Batılıların yanında yer almalıyız. Sıradan insanların, Ukraynalıların, Rusların ya da başka herhangi bir milletten olanlarla birlikte olmalıyız çünkü onların ortak çıkarları barış ve refahtır.